4 Aralık 2009 Cuma

Büyük Olmak İçin Yapılması Gerekenler

"Büyük olmak için hiç kimseye iltifat etmeyeceksin:
Hiç kimseyi aldatmayacaksın. Ülke için gerçek amaç ne ise, onu görecek, o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır; herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır, fakat sen buna karşı direneceksin. Önüne sonsuz engeller de yığacaklardır. Kendini büyük değil, zayıf, araçsız, hiç sayarak, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın. Bundan sonra da sana büyük derlerse, bunu söyleyenlere güleceksin."

M.Kemal ATATÜRK

Çekilmez Bir Adam Oldum Yine

" çekilmez bir adam oldum yine
uykusuz, aksi, lanet
bir bakıyorsun ki ana avrat söver gibi
azgın bir hayvan döver gibi
o gün çalışıyorum
sonra birde bakıyorsun ki
ağzımda sönük bir cigara gibi tembel bir türkü
sabahtan akşama kadar sırt üstü yatıyorum ertesi gün
ve beni çileden çıkarıyor büsbütün
kendime karşı duyduğum nefret ve merhamet
çekilmez bir adam oldum yine
uykusuz, aksi, lanet
yine her seferki gibi haksızım
sebep yok olması da imkansız
bu yaptığım iş ayıp rezalet
fakat elimde değil
seni kıskanıyorum."
Nazım HİKMET

1 Aralık 2009 Salı

Neden Zenginler Okul vs Gibi Hayır Olaylarına Girer

Her zengin böyle yapıyor demek yanlış olur ama; devlet kendi elinin yetediği zamanlarda zenginlerin bu açığı kapatmasını sağlamak maksadıyla okul, öğrenci yurdu, hastahane vs gibi binalar yapması durumunda bu binaların yapımasına harcanan paranın beli bi oranında verecekleri vergiden indirim sağlıyorlar. yani kimse kimsenin kara kaşına kara gözüne hayran olduğundan yapmıyor bunu. Bir okulu 2 liraya mal edip 10 lira göster vergiden kar et...

Amerika'daki Charter Okul uygulaması nedir?

Devlet kaliteli eğitim veremediği bölgelerde özel yatırımcıları okul açmaya teşvik eder. Yatırımcılar baştan sona bütün detayları içeren bir okul projesi sunarlar. Proje onaylanıp da okul açılınca yatırımcı, okuldaki öğrenci başına devletten para alır. Bu paranın miktarı devletin kendi okullarında oğrenci başına yaptığı masrafın yaklaşık %90'ıdır. Bu okullar devletin her sene yaptığı genel basarı ölçme sınavına girmek ve belli bir başarıyı tutturmak zorundadır. "Charter school" izinleri beş yıllık verilir. Beş yıl sonunda yeterli performansı gösteremeyen okulların yönetimine devlet el koyabilir ya da okulları kapatabilir.

Lejyoner Hastalığı

Cem Yılmaz'ın bir oyununda duyduğum hastalık beni hayal kırıklığına uğrattı :(

Lejyoner Hastalığı, Legionellaceae ailesinden L. Pneumophilia adlı bakterinin neden olduğu pnömoni yani zatürre hastalığı olarak tanımlanır.
Hastalığa neden olan bakteri 1977 yılında Philadelphia’da Lejyonerlerin toplantısı sırasında ortaya çıkan salgınla birlikte ortaya konulmuş ve bu nedenle Legionella adı verilmiştir.
Bakteri nemli ortamlarda ve akarsu ya da göllerde yaşar ve bu ortamlarda uzun süre canlılığını koruyabilir. Bakteri bu özelliği nedeniyle klima sistemlerinde de yaşayabilmekte ve bu sistemde oluşan aerosollerin ortamda bulunan insanlarca solunması sonucu akciğere yerleşerek hastalığa neden olmaktadır. Hastalığa halk arasında klima hastalığı denilmesinin sebebi de budur. Hastalığı neden olan bakteri büyük oteller ya da buna benzer kuruluşların su sistemlerine doğal kaynaklardan bulaşabilir ve bu sistemler içerisinde bakım ve dezenfeksiyon koşullarına uyulmadığı takdirde üreyebilir. Su sisteminde üreyen bakteriler su boruları, banyo armatürleri gibi çeşitli ortamlarda üremelerin devam ederek suyun kullanımı sırasında oluşan aerosollerin solukla akciğere alınması sonucu hastalığa neden olur.
Hastalık daha kronik akciğer veya karaciğer hastalıkları, kanserler, şeker hastalığı, alkolizm, yoğun sigara kullanımı neticesi savunma sisteminin zayıflaması sonucu ortaya çıkar yani bu sayılan durumlar lejyoner hastalığı için risk faktörü olarak kabul edilebilir.
Hastalığın belirti ve bulguları nelerdir?
Hastalığın belirti ve bulguları hafif bir üst solunum yolu enfeksiyonu belirtilerinden, ölümcül seyreden zatürreye kadar çeşitlilik gösterebilir. Legionella bakterisinın neden olduğu zatürre hastalığında ateş, halsizlik, baş ağrısı, karın ağrısı, yaygın kas ağrıları, deri döküntüleri, kuru öksürük, nefes darlığı gibi belirtiler kısa sürede ortaya çıkar ve ateş 40 dereceye çıkabilir. Bu hastalarda diğer zatürrelerden farklı olarak sıklıkla akciğer dışı belirti ve bulgular da görülür. Karın ağrısı, bulantı – kusma , ishal, bradikardi (kalp atım sayısının azalması) bu belirtilere örnek olarak sayılabilir. Ayrıca bu hastalarda bilinç bozukluğu da görülebilir. Hastaların fizik muayenelerinde pnömoniye has bulgular mevcuttur.
Tanı yöntemleri nelerdir?
Bu olgularda çekilen akciğer grafileri sadece pnömoni bulguları verir yani hastalığın lejyoner hastalığı olduğunu kanıtlayacak özel bir radyolojik bulgu yoktur. Kan sayımında lökosit sayısı normal olabilir ya da hafifçe artmıştır. Karaciğer enzimlerinde ve LDH enzim düzeyinde yükselme, hiponatremi, böbrek fonksiyonlarında bozulma saptanabilir. Sedimantasyon genellikle yüksektir. Bu bulguların hiçbirisi lejyoner hastalığı için spesifik değildir ve tanı koyduramaz. Kesin tanı için her şeyden önce hekimin hastalıktan kuşkulanması ve bu hastalığın tanısına yönelik tetkikleri istemesi gerekir. Balgam, kan ve idrarda Legionella bakterisi ya da onun antijenleri tespit edilerek tanıya ulaşılır.
Tedavi
Hastalığın tedavisinde antibiyotiklerden yararlanılır. Ancak lejyoner hastalığında tedavi için kullanılan antibiyotikler ve bunların kullanım süreleri diğer pnömonilere göre farklılık gösterir. Tedaviye yanıt genellikle çabuk olmakla birlikte ağır seyreden bazı olgularda sekeller kalabilir.

kaynak:
http://www.akcigerim.com/?sayfa=lejyonella

Ahlaki Gelişim Kuramı Çok Mantıklı Geldi

Kohlberg, ahlaki gelişim kuramında, ahlaki yargının insan yaş>ındaki işlevi çerçevesinde incelenmesi gereğini vurgular. Kohlberg’in ahlak gelişim alanına en önemli katkısı, ahlak gelişimini Piaget’in bilişsel gelişim alanında ortaya koyduğu aşamalar üstüne kurmasıdır. Kohlbergde, ahlaki gelişimini genel bilişsel yeteneklerdeki ikilemlere dayandığını, bilişsel ilerlemelerde olduğu gibi ahlaki aşamaların birinden diğerine geçen ve bir öncekinin yerini alan değişmez diziler içinde ortaya çıktığına inanmıştır. Piaget, akranlarıyla eşitlik içindeki ilişkilerin ahlaki gerçeklikten ahlaki göreceliğe geçmeyi sağladığını düşünmüştür. Benzer biçimde Kohlberg de demokratik bir kuruluşa katılmanın daha geniş olgunluğa yol açacağını savunmuştur Kohlberg ilkelere dayalı ahlaki yargının gelişmesinde çocuklardan çok ergenler ve yetişkinler üzerinde yoğunlaşmış araştırmalarında da bir grup ahlak ikilemi kullanmıştır.
Kohlberg, ahlak gelişiminde deneyimin gerekli bir koşul olduğunu kabul eder, fakat erken ahlak gelişimi için insanların farkında olma ve rol üstlenmelerinin gerekliliğini, sonraki ahlaki gelişimi için ise güncel ahlaki yargıda bulunma deneyimlerini vurgulamıştır .
Kohlberg’in ahlaki yaklaşımı, bazı niteliksel özellikleri göstermektedir:
Gelişim evreleri adım adım birbirini izlemektedir. Örneğin, ikinci evrenin egoist bireyi dördüncü evreye atlayamamaktadır. Birey,yavaş yavaş ikinci evrenin egolarından kurtularak,üçüncü evrede aile ve akran gibi küçük gruplara yönelmekte daha sonra dördüncü evrede geniş gruplara yönelmektedir.
Gelişim,herhangi bir evrede sona erebilmektedir.Kohlberg,mahkumların çoğunlukla ikinci evrenin üzerine çıkamadıklarını saptamıştır.Yetişkinlerin çoğunluğunun muhtemelen dördüncü evrede olduklarını ancak bazılarının beşinci ve altıncı evreye doğru geliştikleri gözlenmiştir.
Bireyin ahlaki yargısı,ara sıra bir üst ya da alt evreye yoğunlaşmakla birlikte baskın olarak bir evrede yoğunlaşmaktadır.
Birey,baskın olduğu evre düşüncesinden bir üst düşünceye yöneltilebilir,ancak bir alt evreye yöneltilemez.Örneğin,ikinci evrenin egoist bireyi cezalandırma korkusunun temel olduğu bir alt evreye yöneltilemez,ancak aile,akranlar gibi gruplara bağlılığa yöneltilebilir.
Yaş,her zaman gelişim göstergesi değildir.Bazı gençler yetişkinlerden daha yüksek evrelere ulaşabilmektedir.
Bilişsel gelişim ahlaki gelişim için gerekli,ancak yeterli değildir.
Empati de noral gelişim için gerekli olmakla birlikte,yeterli bir koşul oluşturmamaktadır.Bireyin,toplumun ne olduğunu anlaması ve karşılıklı saygıya dayanan doğru ya da yanlış davranışları yargılaması empati yoluyla olmaktadır.
Kohlberg’in ahlaki gelişim evreleri de Piaget’in zihinsel gelişim evreleri gibi özümleme ve uyum sağlama sonucu gelişir ve zihinsel gelişim evreleri ile aynı özellikleri gösterir.Buna göre evreler,düşünce yapılarında meydana gelen niteliksel değişikliklerdir.Örneğin,ayrı gelişim evresindeki iki insan aynı değere bağlı olabilirler,ancak o değere bağlılık nedenleri farklı olacaktır.Bu farklı düşünce yapıları bireyin gelişiminde değişmez bir sıra oluşturur.Kültürel faktörler bu sırayı çabuklaştırabilir,ancak değiştiremez.
Kohlberg’in evre kuramını oluşturan görüş bir grup ahlak ikileminden oluşmaktadır.Kohlberg,bu ikilemleri yaşları 10-16 arasında değişen erkek çocuklara sormuş ve bunlara verilen yanıtları kategorilere ayırarak üç düzeydeki altı ahlak gelişim evresini çocukların ahlaki ikilemlere verdikleri yanıtlara göre özel değerlendirme yöntemiyle sınıflamıştır.Kohlberg’in sormuş olduğu ikilemler yasa ve yaş> gibi değerlerin karşı karşıya geldiği durumları içerir. Burada önemli olan seçilen değer değil,seçimin nedenleridir.Seçilen değere ilişkin nedenler bireyin ahlak evresinin belirleyicisidir.
Aşağıdaki örnek olay Kohlberg’in en çok bilinen ahlaki ikilemlerindendir.
Avrupa da bir kadın az görülen kanser hastalığının bir türü nedeniyle ölmek üzeredir.Aynı kentte bulunan bir eczacı onu kurtarabilecek ilacı maliyetinden on misli fazlaya satmaktadır.Küçük bir miktar için 2000 dolar ister.Hasta kadının kocası Heinz herkesten borç alarak ancak 1000 dolar toplayabilir.Eczacıya karısının durumunu anlatır,ondan ilacı ya daha ucuza vermesinin ya da parasının yarısını daha sonra vermeyi önerir.Fakat eczacı,”bu ilacı ben buldum ve para kazanmak istiyorum” der,Heinz ‘ in önerisini kabul etmez.Bunun üzerine çaresi kalmayan Heinz eczaneye gizlice girip ilacı çalar.
Kohlberg,yukarıdaki durumlar ve benzerleri için aldığı cevapları sınıflayarak,insanların altı yargı aşaması geçirdiklerini belirtmektedir.bu altı aşma ise,üç düzey içinde yer almaktadır.Bu düzeyler:
1-Gelenek öncesi düzey
2-Geleneksel düzey
3-Gelenek sonrası düzey
Bu üç düzey,çocuk ya da yetişkinin doğru ya da ahlaki davranış olarak neyi algıladığına ve bunu nasıl belirlediğine göre sıralanmıştır.Diğer dönem kuramlarında olduğu gibi,her bir düzey kendinden öncekine dayanmakta,kendinden sonraki döneme temel oluşturmaktadır.Ancak aynı kişi,aynı zaman ve durumlarda bir aşamada davranış gösterirken,bir başka zaman ve durumda da başka bir aşamada davranış gösterebilmektedir.Bu düzeyler ve düzeylerin içinde yer alan aşamalar aşağıda kısaca açıklanmıştır.
1-GELENEK ÖNCESİ DÜZEY
Bu düzey Piaget’in dışsal kurallara bağlılık döneminin özelliklerini kapsar.Kurallar başkaları tarafından konur.Bu düzeydeki çocuk,kültür içinde kabul edilen iyi ve kötü ölçütlerine göre davranır.Ahlak gelişiminde yer alan altı aşmadan ilk ikisi,gelenek öncesi düzey içinde yer alır.
Aşama 1 :Ceza ve İtaat Eğilimi
Bu düzeydeki çocuklar sadece otoriteye uyar ve cezalandırmaktan kaçınırlar. Genel olarak olayların dış görünüşüne ve meydana gelen zararın büyüklüğüne bakarak karar verirler. Olayın gerisindeki neden önemli değildir. Etkinliğin fiziksel sonuçları,etkinliğin kötü ya da iyi olduğunu belirler. Örneğin bir çocuk ,annesine yardım ederken on tabağı kazara düşürüp kırmıştır. Diğeri ise, annesi görmeden şeker alırken bir tek şekerliği düşürüp kırmıştır. Bu dönemdeki çocuklara ,hangi çocuğun daha suçlu olduğu sorulduğunda ;on tane tabak kıran çocuğun daha suçlu olduğunu belirtmişlerdir.
Aşama 2:Araçsal İlişkiler Eğilimi
Çocukların kendi ihtiyaç ve isteklerini karşılanması önemlidir. Diğer insanların da ilgilerinin farkına varırlar. Ancak ,ahlaki yargıda bulunacakları zaman başkalarının ihtiyaçlarını somut bir şekilde dikkate almakla birlikte hala birinci planda kendileri vardır. Ne kadar alırlarsa o kadar vermeleri söz konusudur.” Sen benim sırtımı kaşı bende seninkini” atasözüne uygun davranmaktadırlar.
2-GELENEKSEL DÜZEY
Bu düzey ahlak gelişiminde üç ve dördüncü aşamaları kapsar. Birey için aile,grup ve ulusun beklentileri her şeyden önemlidir. Bu beklentiler yakın ve açık sonuçları düşünülmeksizin kabul edilir ve değerlidirler. Sosyal düzeni destekleme ve sadakat önemlidir. Kendi ihtiyaçları bazen grubunkine göre ikinci planda kalır.
Aşama 3:Kişiler Arası Uyum Eğilimi:Geleneksel düzey içinde yer alan üçüncü aşamada akran gruplarıyla işbirliği gözlenir. İyi davranış başkalarına yardım etmek ya da onları mutlu etmektir.başkaları tarafından onay görmek ,iyi çocuk olmak önemlidir. Ben merkezciliğin azalması ve somut işlemler dönemine girmesiyle çocuk olaylara başkaları açısından bakabilme özelliğini kazanır.Ahlaki yargılarda başkalarının hissettiklerini de dikkate alır.Artık yaptıklarını sadece ceza almamak için (aşama 1) ya da kendisi için ( aşama2) değil;aynı zamanda başkalarını mutlu etmek için yapmaya çalışır.
Aşama 4:Kanun ve Düzen Eğilimi
Bu dönemde doğru davranış,otoriteye ve sosyal düzene uygun olarak kişinin görevini yerine getirmesidir.Artık,akrana gruplarının kurallarının yerini,toplumun kuralları ve kanunları almıştır.Kanunlar soru sorulmaksızın izlenir.Kanunlara uymayanlar asla onaylanmazlar.Birçok yetişkin,muhtemelen bu dönemde kalır.
3-GELENEK SONRASI DÜZEY
Bireyin,başkaları ve otoriteden bağımsız olarak izlemek istediği ahlak ilkelerini seçtiği ve kendine özgü değer sistemini örgütlediği düzeydir.Ahlak gelişiminin beş ve altıncı aşaması bu düzeyin kapsamındadır.
Aşama 5:Sosyal Sözleşme Eğilimi
Bu aşama,gelenek sonrası düzey içindedir.Kanunların kullanımı ve bireysel haklar eleştirici bir şekilde incelenir.Toplumun kanunları ve değerlerinin göreli ve topluma özgü olduğu kabul edilmektedir.Kanunların demokratik olarak değiştirebileceği ilkesine sahiptirler.Kanunlar,sosyal düzeni korumak,temel yaşama ve özgürlük haklarını güvence altına almak için gerekli görülmektedir.Bu ahlak gelişimi düzeyine, yetişkinlerin ancak %25’inden azı gelebilmektedir.
Aşama 6:Evrensel Ahlak İlkeleri Eğilimi
Bu aşama ahlak gelişiminin sonuncu aşamasıdır.Kişi,ahlak ilkelerini kendisi seçip oluşturur.Bu ilkeler;adalet,eşitlik,insan hakları gibi bazı soyut kavramlara dayalıdır.Bu ilkeleri ihlal eden kanunlara uyulmamalıdır.Çünkü “adalet yasanın üstündedir”.Bireyin haklarına saygı esastır.
Son zamanlarda Kohlberg, altıncı dönemin beşinci dönemden gerçekte çok farklı olmadığını bu nedenle de bu iki dönemin birleştirilebileceğini önermiştir.
KOHLBERG’İN KURAMININ SINIRLILIKLARI
Kohlberg,ahlak gelişim aşamalarının aşağı yukarı aynı yaşlardaki
bireylerde aynı sırayı izlediğini,ABD,Meksika,Tayvan ve Türkiye’de ortaya koymuştur. Birçok araştırma,erkeklerle yürütülmekle birlikte,kadınlarla yapı> bazı araştırmalarda da benzer yapılar bulunmuştur. Ancak Kohlberg bulgularını tüm insanlara genellemiştir.
Kohlberg’in kuramının önemli sınırlılığı gerçek davranışı gözlemekten çok, ahlaki usavurması ile ilgilenmesi olmuştur. Bazen insanların söyledikleri ile yaptıkları farklılık gösterebilmektedir. Ayrıca farklı dönemde bulunan birçok kişi ,benzer şekilde davranabilmekte ya da aynı dönemde bulunan bir çok kişi farklı davranmaktadır. Ahlak davranışları ile ilgili bir çalışma da Hartshorne ve May tarafından yapılmıştır. Bu çalışmada bireylere yakalanmayacakları şekilde çalma ya da aldatma fırsatları verilmiştir. Çok az çocuk, her durumda dürüst davranış ve çok azı da her durumda çalma ve aldatma davranışı göstermiştir.
Sonuç olarak,Kohlberg’in ahlak gelişimi dönemlerinin kesinlik derecesi ve evrenselliği tartışmaya açıktır.


Kohlberg’in Ahlak Gelişim Evreleri
Düzey ve evreleri
1.DÜZEY
Gelenek Öncesi Başkalarınca geliştirilmiş kuralların varlığının tam olarak kavranamadığı 10 yaşlara kadar süren, ben merkezci ahlak yaklaşımı
1.Evre:Cezadan kaçınmaya yönelik boyun eğme Doğru ve yanlışla ilgili bir ahlaki yargıda bulunurken başkalarının duygu ve düşüncelerini dikkate almaksızın, olayın sonucuna göre karar oluşturma
2.Evre:Bireysel yarar,karşılıklı çıkar ilişkisi Ahlaki yargının niteliğini, durumun kendine sağlayacağı yarara göre belirlemek
2.DÜZEY
Geleneksel Başkalarının beklentilerine ve toplumsal göreneklere uygun davranışlar göstermeye dayalı bir ahlak anlayışı
3.Evre: başkalarının sosyal kabule yönelik beklentileri Ahlaki yargılar başka bireylerin görüşleri doğrultusunda verilir.
4.Evre:Toplum düzeniyle ilgili yasalar, kurallarDavranışların yasalara ,kurallara ve sosyal düzene uygunluğunu esas alan bir ahlak anlayışı.
3.DÜZEY
Gelenek Ötesi Toplumsal düzene ilişkin kuralların ve yasaların da evrensel insani değerlere uygun davranışlar gösterebilmeye ilişkin , ilkeli bir ahlak anlayışı.
5.Evre:Sosyal sözleşme Kurallar , yasalar insanlar arasında toplumsal yararı gözeten anlaşmalar olarak görme. Toplumsal yararı karşılamayan kuralların değişmesi gerektiğini kabul etmek.
6.Evre.Evrensel ilkeler Evrensel ahlaki ilkelere dayalı ve çok az insanda görülebilen bir ahlak anlayışı

Kaynaklar:
1)Gelişim ve Öğrenme; Prof. Dr. Hasan Bacanlı,Nobel Basımevi,ANK.,2003 6. Baskı
2) Gelişim ve Öğrenme Psikolojisi; Prof. Dr. Binnur Yeşilyaprak,Pegem A Yayıncılık, 2003,ANK. 4. Baskı
3) Gelişim öğrenme ve Öğretim,Prof. Dr. Nuray Senemoğlu,Gazi Kitabevi,Ağustos,2004; 9. Baskı

Bertold Brecht-Bana Bir İyilik Yap



O her zaman gördüğüm, özendiğim ama önünde hiç vakit geçiremediğim yavaş yavaş yok olan kartpostal satıcılarına...